İsmaili Devleti'nin Kuruluşu: Abbasiler'in Zayıflaması ve İslam Dünyasına Yeni Bir Dinamik

İsmaili Devleti'nin Kuruluşu: Abbasiler'in Zayıflaması ve İslam Dünyasına Yeni Bir Dinamik

Doğuşundan beri İslamiyet dünyası, farklı mezhepler ve siyasi güçlerin mücadele alanına dönüşmüştür. 9. yüzyılın başlarında ise bu karmaşık tabloda yeni bir oyuncu sahneye adım atmaya hazırlanır: İsmaililer. Bu tarikatın kuruluşunu anlamak için Abbasiler’in zayıflamasına ve İslam dünyasında yükselen yeni siyasi ve dini isteklere bakmak gerekir.

Abbasiler, 8. yüzyılda Emevileri devirerek İslam dünyasına hükmetmeye başlamışlardı. Ancak zamanla, merkezi otorite zayıfladı, iç karışıklıklar arttı ve çeşitli bölgelerde bağımsız devletler kuruldu. Bu istikrarsızlık, farklı yorumlarla İslamiyetin yeniden ele alınması için fırsat yarattı. İsmaililik de bu bağlamda ortaya çıktı.

İsmaili hareketinin kökenleri, Şii mezhebini benimseyen bir grup Müslüman’a dayanıyordu. İsmail adlı bir imamın soyundan geldiklerini iddia eden bu grup, İmam olarak kabul edilen liderlerinin ilahi bir rehberliğe sahip olduğuna inanıyorlardı. İsmaililerin önemli bir öğrisi de gizlilikti. Öğretilerinin çoğunluğu seçkin üyeler arasında saklanıyordu ve yaygın halktan gizli tutuluyordu. Bu gizemli yapısı, İsmailileri diğer tarikatlardan ayıran ve onlara çekicilik kazandıran bir unsur oldu.

904 yılında, İsmaili lideri Abdullah bin Meymum el-Kadı, Kuzey Afrika’da bulunan Mahdiya şehrini ele geçirdi. Bu olay, İsmaili Devleti’nin kuruluşunu simgeler ve İslami dünyada yeni bir güç dengesinin oluşumunu haber verir.

İsmaili Devleti, hızla genişlemeye başladı. Güneyde Yemen ve Kuzey Afrika’daki birçok bölgeyi ele geçirdi. Mısır ise İsmaililerin hedefinde en önemli noktayı oluşturuyordu. Çünkü Mısır, hem ekonomik zenginlikleriyle hem de stratejik konumu ile İsmaililer için kritik önem taşıyordu.

Fatımiler ve Kahire’nin Fethi: Mısır’ın İslamî Tarihinden Bir Dönem:

İsmaililerin Mısır’ı fethetmesi, İslami tarihte önemli bir dönüm noktasıdır. 969 yılında İsmaili lideri El-Muiz Li Dinillah tarafından kurulan Fatımi hanedanı, Kahire şehrini kurdu ve onu yeni imparatorluğunun başkenti ilan etti.

Mısır’ın fethi, bölgedeki siyasi dengeleri kökten değiştirdi. Fatımiler, Mısır’ı ekonomik olarak güçlendirdi ve Kahire’yi İslami dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline getirdiler.

Fatımiler döneminde, Mısır sanatı, mimarisi ve bilimi önemli bir gelişme kaydetti. El-Azhar Üniversitesi gibi önemli eğitim kurumları kuruldu. Fatımi halifeleri ayrıca İslam hukuku ve teolojisi alanında önemli eserler yazdırdılar.

Fatımilerin Mısır’daki hakimiyeti 1171 yılına kadar sürdü. Bu tarihte, Bizans İmparatorluğu ile savaşırken yenilen Saladin adlı Kürt askeri lider, Fatımileri devirip Mısır’ı kontrol altına aldı. Saladin daha sonra Abbasi Halifesi tarafından “Halife” unvanıyla onurlandırıldı ve Mısır’ı birleşik İslam dünyası için yeni bir merkez haline getirmeyi hedefledi.

İsmaili Devleti’nin Mirası:

İsmaili Devleti, İslami tarihin önemli bir dönemini şekillendirmiştir. İsmaililerin gizlilikten ziyade açık ve sistematik bir yapıya geçmesi, Batı dünyasında da ilgi görmesine neden olmuştur. Günümüzde dünya genelinde İsmaili topluluğu hala aktif olup farklı alanlarda hizmet veriyor.

İsmaili Devleti’nin Mısır üzerindeki etkisi ise tartışmasızdır. Kahire’nin kuruluşu ve Fatımilerin sanat, bilim ve mimariye olan katkısı ile İslam dünyasına önemli bir miras bıraktılar.